Bediüzzaman Hazretlerinin Denizli’ye Gelişi Seney-i Devriyesi 23 Eylül 1943
- Ahev

- 23 Eyl
- 2 dakikada okunur
Tarih sayfaları, iman ve Kur’ân hizmetinin en parlak sahifelerinden birine Denizli’de şahitlik etmiştir. Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri, 1943 yılında talebeleriyle beraber haksız ithamlarla tutuklanarak Denizli Hapishanesi’ne sevk edilmişti. O günlerde görünüşte bir mahkûmiyet, bir zulüm vardı; fakat kader-i İlâhî cihetinde bu hâdiseler, Anadolu’nun kalbinde yeni bir iman dirilişinin tohumu oldu.

Hapishanede geçen aylar, karanlık duvarların arasında bir nur mektebine dönüştü. Zindan, iman hakikatleriyle doldu; mahpus gönüller hidayet ışığıyla aydınlandı. Bediüzzaman Hazretleri, talebeleriyle birlikte orada Risale-i Nur’un derslerini yaparak yüzlerce mahkûmun hayatına dokundu. Onların ifadesiyle hapishane, “bir medrese-i Yusufiye”ye çevrildi.

Bu zorlu günlerde Risale-i Nur’un en kıymetli eserlerinden biri olan *Meyve Risalesi* telif edildi. Hapishanenin karanlık atmosferinde doğan bu risale, hem oradaki mahpuslara hem de gelecek nesillere iman, sabır ve şükür dersleri sunan bir teselli kaynağı oldu. Özellikle “Hapishane Meyvesi” olarak bilinen on birinci mesele, zindandaki mahpusların kalplerine iman nuru serpmiş ve onları ebedî bir hürriyete hazırlamıştır.

Denizli, bu yönüyle Risale-i Nur hizmetinde müstesna bir yere sahiptir. Zira burada sadece mahkeme salonlarında değil, kalplerin derinliklerinde de beraat ilan edildi. 1944’te çıkan beraat kararıyla birlikte Risale-i Nur’un haklılığı tasdik edildi. Fakat asıl büyük beraat, o dönemde imanını kurtaran yüzlerce insanın kalbinde yazıldı.

Bugün bizlere düşen, o günleri sadece bir hatıra olarak değil, bir ders, bir uyanış vesilesi olarak görmek olmalıdır. Zira Denizli hadiseleri, iman hizmetinin sabır, teslimiyet ve tevekkülle nasıl zaferlere vesile olduğunu gösterir. Bediüzzaman Hazretleri’nin ifadesiyle:
“Bizim vazifemiz hizmettir, netice Cenâb-ı Hakk’a aittir.”
Bu dönüm gününde, Bediüzzaman Hazretlerini ve o mübarek talebelerini rahmetle, minnetle anıyoruz. Onların açtığı bu nurlu yol, inşâAllah kıyamete kadar ehl-i imanın kalplerini aydınlatmaya devam edecektir.

Kıymetli kardeşlerimiz, geliniz bu mübarek hatırayı anarken bizler de iman derslerinden nasibimizi alalım. Bediüzzaman’ın Denizli’de yazdığı Meyve Risalesi gibi hakikatleri beraber mütalaa edelim. Çünkü o gün hapishaneyi medreseye çeviren hakikat, bugün de kalplerimizi nurlandırmaya devam etmektedir.



Yorumlar