Ahev Konferanslar

Mehmet Emin Ay
Ayle Hayatımız ve Peygamberimizden(sav) Çözümler
*Mehmet Emin Ay Hocamız, “Aile Hayatımız ve Peygamber Efendimiz’den Çözümler” başlıklı konferansında özetle şunları söyledi:*
Peygamber Efendimiz (sav), aile hayatında sevgi, şefkat ve anlayışın en güzel örneğiydi. Eşlerine karşı nazik, çocuklara karşı merhametliydi. Ev işlerine yardım eder, kimseyi incitmezdi. Günümüz aile sorunlarının çözümünü, O’nun hayatında bulmak mümkün. Çünkü O, hem bir eş, hem bir baba, hem bir dede olarak örnek bir aile reisiydi. Huzurlu bir aile için O’nun sünnetine yönelmek, sevgiyi, sabrı ve affı yeniden öğrenmek gerekiyor.

Halit ERTUĞRUL
Eğitimde Motivasyon ve Başarı Üzerindeki Rolü
Eğitimde Maneviyat ve Başarı Konferansı*
Müftü Ahmet Hulusi Kültür Eğitim ve Sağlık Vakfı olarak tertip ettiğimiz konferansta kıymetli eğitimci Halit Ertuğrul hocamızı misafir ettik.
“Eğitimde Motivasyon ve Başarı” başlıklı konuşmasında hocamız; bir gencin istikbalini tayin eden en mühim kuvvetin, manevî motivasyon ve kalbî terbiye olduğunu veciz misallerle ifade etti.
Sadece bilgi değil, hikmetle yoğrulmuş bir eğitim anlayışının; ruhu doyuran, istikameti gösteren bir meşale olduğunu hatırlattı.
Katılımcıların kalbine dokunan bu feyizli sohbet, eğitimde maneviyatın ne derece esaslı bir temel olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.

Prof.Dr. Nevzat Tarhan
Aile İci Sağlıklı İletişim
*Aile Bir Şefkat Mektebidir*
Prof. Dr. Nevzat Tarhan ile Aile İçi İletişim Konferansı Özeti
Müftü Ahmet Hulusi Kültür, Eğitim ve Sağlık Vakfı tarafından tertip edilmiştir.
Aile, insanın dünyadaki ilk medresesi, ilk mektebi, ilk sığınağıdır. Bu hakikatin farkında olan Müftü Ahmet Hulusi Kültür, Eğitim ve Sağlık Vakfı; çağın ruhunu okuyan mütefekkirlerden Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ı, “Aile İçi İletişim” konulu konferansıyla gönül soframıza misafir etti.
Prof. Dr. Tarhan, aileyi sadece biyolojik bir birliktelik değil; ruhların, kalplerin ve manevî hissiyatın da kaynaştığı bir şefkat yurdu olarak tanımladı. “Aile bir sevgi laboratuvarıdır” diyen Tarhan, günümüz insanının en büyük problemlerinden birinin iletişim eksikliği değil, merhamet ve anlayış eksikliği olduğunu vurguladı.
*“Muhabbet, uhuvvet ve sabır” esasları üzerine kurulu aile yapılarının*, krizlerden yara almadan çıkabildiğini belirten Tarhan Hoca, Risale-i Nur’un da bu temel taşları üzerinde ısrarla durduğunu hatırlattı. Aile içi tartışmalarda öfke yerine vakar, itham yerine empati, hüküm yerine şefkatle yaklaşmanın; hem dünya hem ahiret saadetine vesile olduğunu dile getirdi.
Konuşmasında “ben merkezli değil, biz merkezli düşünmek” gerektiğini ifade eden Tarhan, modern psikolojideki “empatik iletişim” kavramının aslında Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâm’ın aile hayatında kemaliyle yaşadığını ve bunu ümmetine sünnet olarak bıraktığını söyledi.
İnsanın kalbine hitap eden bu müstesna buluşma, izleyenlerin hem aklına hem ruhuna tesir etti. Konferans sonunda yapılan değerlendirmelerde, Risale-i Nur’da geçen şu ifade adeta konferansın özeti oldu:
*“Aile hayatı, cennet hayatının bir numunesidir; eğer muhabbet ve sadakat içinde geçerse…”* (Bkz. Sözler, 24. Söz)
Vakıf olarak aile kurumunu koruma, genç nesillere bu hakikati duyurma ve manevi temeller üzerine bina edilen bir cemiyetin temel taşlarını sağlamlaştırma yolunda bu gibi programları sürdürmeye niyetliyiz.

Vakfımıza Ödül
Müftü Ahmet Hulusi Efendi Kültür Eğitim ve Sağlık Vakfı
Türkiye genelindeki vakıflar arasındaki üstün başarı gösteren üç kişi üstün başarı şiltine layık görüldü. Üstün hizmetlerinden dolayı Altınbaşak ve Ahmet Hulusi Efendi Vakfı Yönetim Kurulu başkanı Said Atıcı Üstün Başarı Şiltine layık görülen isimlerden biri oldu. Ödülü Aydın Vakıflar bölge müdürlüğü tarafından takdim edildi.

PROF. DR. AHMET AKGÜNDÜZ
Yeni Dünya Düzeni Anlayışları ve İslam Medeniyeti"
Yeni Dünya Düzeni ve İslam Medeniyeti Üzerine Bir Bakış: Ahmet Akgündüz Hoca’dan Derinlikli Bir Konferans*
Müftü Ahmet Hulusi Kültür, Eğitim ve Sağlık Vakfı’nın tertip ettiği konferanslar silsilesinde bu kez kıymetli bir misafir vardı: İslam hukuku ve tarih sahasında önemli eserler vermiş olan Prof. Dr. Ahmet Akgündüz Hocamız. “Yeni Dünya Düzeni Anlayışları ve İslam Medeniyeti” başlıklı konferansında, hem geçmişin izlerini hem de geleceğin ipuçlarını içeren, Kur’ân ve sünnet merkezli bir ufuk turuna çıkardı dinleyenleri.
Ahmet Hoca konuşmasına, *medeniyetin tanımı* ile başladı. Batı'nın medeniyet anlayışının teknik ve maddi gelişmelere dayandığını, fakat bu anlayışın insan ruhunu ihmal ettiğini ifade etti. İslam medeniyetinin ise, *insanı sadece bir beden değil; akıl, kalp ve ruh yönüyle bütüncül olarak ele aldığını* vurguladı. Bu noktada, Risale-i Nur’da sıkça geçen “Medeniyet-i Hazıra” tenkitlerine atıfla, Bediüzzaman Hazretleri’nin de modern medeniyeti “zulmetli bir medeniyet” olarak tanımladığını hatırlattı.
Konferansta, *“Yeni Dünya Düzeni” kavramı, farklı yönleriyle ele alındı. Ahmet Hoca, günümüz küresel sisteminin insanlığı huzura değil, karmaşaya ve tahakküme sürüklediğini belirtti. Ekonomik bağımlılık, kültürel sömürü ve ahlaki çöküntü gibi unsurların bu düzenin temelini oluşturduğunu söyledi. Bu düzenin, İslam’ın **tevhid, adalet ve merhamet esaslı* medeniyet anlayışıyla taban tabana zıt olduğunu ifade etti.
Ahmet Hoca, konuşmasının ilerleyen bölümünde, *İslam medeniyetinin yeniden ihyası için üç temel şarttan* bahsetti:
1. *İlim ve marifetle terbiye edilmiş gençlik*: Kalbi imanla, aklı ilimle aydınlanmış bir nesil olmadan medeniyet kurulamayacağını belirtti.
2. *Kur’ân ve Sünnet merkezli bir hukuk ve ahlâk düzeni*: Sadece siyasi değil, hukuki ve ahlaki temellerin de yeniden inşası gerektiğini ifade etti.
3. *Ümmet bilinci ve ittihad-ı İslam şuurunun yeniden canlandırılması*: Parçalanmış coğrafyamızın, ancak kardeşlik ruhu ve müşterek ideal etrafında birleşerek yeniden yükselebileceğini vurguladı.
Konferansın sonunda Ahmet Hoca, Bediüzzaman Said Nursî’nin fikirlerinin, özellikle *medeniyet ve yeni dünya düzeni üzerine* söylediklerinin, çağın problemlerine ışık tutan bir rehber olduğunu belirtti. “Bu zamanın en büyük cihadı, imanı kurtarmak ve ihlâsla hizmet etmektir” veciz sözüyle dinleyenleri hizmete, duaya ve birlik olmaya davet etti.
---
*Netice olarak:* Bu mühim konferans bizlere bir kez daha gösterdi ki, kalbi Kur’ân’la yoğrulmuş bir medeniyet anlayışı, insanlığa hakiki saadeti getirecek yegâne çaredir. Zira hakiki medeniyet, *insanı sadece tüketen değil; tefekkür eden, ibadet eden, merhametle yaşayıp adaletle hükmeden bir varlık* olarak gören medeniyettir. Ve bu da ancak İslam’ın nuruyla mümkündür.

Prof. Dr. Adem Tatlı
İnsanın Yaratılış Gayesi
Müftü Ahmet Hulusi Kültür Eğitim ve Sağlık Vakfı olarak düzenlediğimiz konferanslar silsilesinin bir halkası olarak bu kez “İnsanın Yaratılış Hikayesi” başlığıyla önemli bir buluşmaya ev sahipliği yaptık. Konferansımıza konuşmacı olarak katılan Prof. Dr. *Adem Tatlı*, ilmî hakikatlerle bezenmiş, Kur’ân ve iman penceresinden bakılmış bir yaratılış yolculuğunu bizlerle paylaştı.
Kur’ân-ı Kerîm’in beyanları, modern bilimin verileri ve insanın ruhundaki derin tefekkür potansiyeliyle insanın yaratılış serüveni izah edildi. Topraktan yaratılıp ruh üflenmesiyle şereflenen bu varlığın, sıradan bir canlı değil; esmâ-i İlâhiyeye ayna, kâinatın bir fihristesi, arzın halifesi olduğu vurgulandı.
Risale-i Nur’un ruhuna uygun olarak insanın sadece et ve kemikten ibaret olmadığı; mahiyetinin çok yönlü, manevî ve İlâhî bir hikmete mazhar olduğu anlatıldı. Prof. Dr. Adem Tatlı, özellikle “insan, marifetullah ile kemalini bulur” hakikatine dikkat çekerek hem akıllara hem kalplere hitap eden bir konuşma gerçekleştirdi.
Program sonunda katılımcıların zihinlerinde ilim, gönüllerinde ise tefekkür ve şükür hissiyatı tazelendi. Bu gibi toplantılarla insanı ve onun yaratılış maksadını daha derinden anlamaya vesile olunması niyazıyla…
